Yetişkin İlişkilerinde Bağlılık ve Bağımlılık

  • “İnsanlarla ilişki kurmakta hiç zorlanmam, bağlanmakta ve bana bağlanılmasında bir güçlük yaşamam. Terk edilmekten ya da bir insanla çok yakın ilişki kurmaktan dolayı çok sık kaygılanmam.”
  • “Başkalarıyla yakın ilişki kurmaktan biraz rahatsızlık duyarım. İnsanlara tamamen güvenemem. Birisine bağlı olarak yaşama düşüncesi beni kaygılandırır. Birisi bana yaklaşmaya çalışsa rahatsız olurum. İlişkilerimde benden çoğu kez daha yakın davranmamı isterler.”
  • “İnsanlar bana benim istediğim kadar yaklaşmaktan çekinir. Çoğu kez sevgilimin beni yeterince sevmediğini ya da bana yeterince zaman ayırmadığını düşünürüm. Çoğu kez karşımdakine verdiğimden daha azını aldığımı düşünürüm.”

Yukarıdaki ifadeleri okuduğunuzda ilişkilerinizde kendinizi hangisine yakın hissediyorsunuz?

Eğer birinci ifade size yakın geliyorsa ilişkilerinizde “güvenli bağlanma tarzına” sahip bir yetişkinsiniz. İkinci ifade size yakın geliyorsa “kaçınmacı bağlanma tarzına” sahip olduğunuz söylenebilir. Üçüncü ifade ise “kaygılı- kararsız bağlanma tarza” sahip bireylere daha uygun düşmektedir. Şimdi bu bağlanma tarzlarını gelin biraz açalım.

Eğer ilişkilerinizde  “güvenli bağlanma tarzına” sahip bir yetişkinseniz başkalarına yaklaşmakta ve romantik bir ilişkiye başlamakta zorluk çekmemeniz beklenir. Yakınlıktan rahatsızlık duymayan, sürekli bir terk edilme korkusu yaşamayan ve güven duyan bireyler güvenli olarak nitelendiriliyor. Bu kişiler kendilerini ve başkalarını ilişkilerinde güvenilir olarak buluyor. Bu kişiler yakın ilişki kurmakta ve sürdürmekte zorlanmıyorlar. Aslında bu bireyler, bir ilişkide kendilerini terk edilmeyecek kadar değerli buluyorlar. Bu bağlanma tarzına sahip bireyler diğerinin hatasına karşı daha toleranslı davranır ve ilişkilerine samimi olarak devam edebilir. İlişkilerinde bu tarz bağlanma stiline sahip bireylerin çocukluk yaşantılarında “anne-baba” ya da “ilk bakıcı” ile olan ilişkilerinin çoğunlukla sağlıklı olduğu görülmektedir. Yapılan araştırmalarda insanların birçoğunun kendini bu bağlanma tarzına sahip olarak nitelendirdiği görülmüştür.

İlişkilerinizde “kaçınmacı bağlanma tarzına” sahip bir bireyseniz başkalarına yaklaşmakta ve romantik bir ilişkiye başlamakta zorluk çekmeniz beklenir. Bu bireyler için bir ilişkiye başlamak, diğeriyle yakınlaşmak çok risklidir. Bir ilişkinin yazgısının nihayetinde “ayrılık” olduğu inancına sahiptirler. Acı çekmekten korktukları için başkalarına güvenmekten ve bağlanmaktan çekinirler. İlişki sonunda yaşayacakları hayal kırıklığındansa ilişkiye hiç başlamamayı tercih ederler. Böyle bir bireyin başka birisine arkadaşlık teklif ettiğini düşünelim. Muhtemel istek karşı tarafın reddetmesinin daha iyi olacağı beklentisidir. Yani bu birey şöyle diyebilir “ kabul etmezse sorun yok, asıl kabul ederse ne yapacağım…”. Ebeveynlerinin evliğini mutsuz olarak tanımlayan bireylerin “kaçınmacı bağlanma” tarzı geliştirmeleri daha olasıdır.

İlişkilerinizde “kaygılı- kararsız bağlanma tarza” sahip bir yetişkinseniz başkalarına yaklaşmakta ve romantik bir ilişkiye başlamakta istekli olmanız beklenir. Bununla birlikte bu bağlanma stiline sahip bireyler ilişkide o kadar çok özverili, fedakâr ve çaba içerisindedirler ki karşılarında ki birey bu performansa romantik bir karşılık veremez. Bu bağlanma tarzına sahip bireyler çoğu kez romantik ilişkide gösterdiklerin çabanın karşı taraf bakımından yeterince takdir edilmediğini ve haksızlığa uğradıklarını düşünürler. İlişkinin başında yaşanılan yoğun romantizmin devam etmesini ve adeta ilişki üzerinden diğer bireyle bütünleşme içerisinde olmak isterler. İlişkilerinde genellikle kalp kırıklığı yaşayan kişiler bu bağlanma stiline sahiptir. Bu bireyler bir ilişkide kendilerini terk edilmeyecek kadar değerli bulmazlar. Bu yüzden küçük bir sorun bile ilişkinin geleceği açısından tehdit olarak algılanır. Bu bireylerin yaşadıkları “hayal kırıklığından” dolayı ilişkilerini bitirme olasılıkları daha yüksektir. İlişkilerinde bu tarz bağlanma stiline sahip bireylerin çocukluk yaşantılarında “anne-baba” ya da “ilk bakıcı” ile olan ilişkilerinin çoğunlukla bağlanma ihtiyacını yeterince karşılamadığı görülmektedir.

Romantik ilişkilerde diğer bir bağlanma tarzı “kafası karışık-korkulu” bağlanma tarzı olarak belirlenmiştir. Eğer ilişkilerinizde bu tarz bir bağlanma stiline sahipseniz muhtemelen kendinizin sevilmeye layık olmadığını düşünürsünüz. Romantik ilişkinizin size hiçbir zaman güvenli ve samimi gelmeyeceği bu nedenle bir ilişkiye başlarken hem yakınlaşmaktan hem de başladığınız bir ilişkide terk edilmekten çok korkmanız beklenir.

Araştırmalara göre erken çocukluk dönemlerinde gelişen bağlanma biçimleri, yaşamın ileri dönemlerinde yetişkin ilişki biçimlerinizi etkilemektedir. Bununla birlikte bağlanma tarzları yetişkin yaşamda kurulan güvenli ilişkilerle değişebilmektedir.

 

PÜRREAL PSİKOLOJİ

ÇOCUKLARDA BAĞLANMA STİLLERİ” yazısı için tıklayınız.

Yorum

Comments are closed.

1