Bu yazımızda öfke duygusunu inceleyeceğiz ve bu duyguyla nasıl etkili başedebileceğimizi konu edeceğiz. Öfke duygusu doğası ve sonuçları itibariyle bizi fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönden etkileyebilen bir duygudur. Aslında yapısı itibariyle doğal olan ve bizi korumaya dönük bir duygu olan öfke, hızlı gelişimi ve olumsuz-kontrölsüz ifadesi nedeniyle yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir.
Öfkenin Verdiği Mesaj
Öfke duygusu, haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüzde, yoksun bırakıldığımızda, ihmal edildiğimizde yaşadığımız doğal bir duygudur. Bu duygu aslında bize birşeylerin yolunda gitmediğini, haketmediğimiz bir muameleye maruz kaldığımızı söyler. Yani bir yönüyle öfke duygusu yanlış giden durumlara karşı gösterilen bir reaksiyon ya da semptom olarak görülebilir. Durumu bir benzetmeyle örneklendirirsık dişinizde bir çürük olduğunu varsayalım. Bu çürük nedeniyle bir ağrı yaşıyorsunuz. Bu durumda kötü olan ağrı mıdır yoksa çürük mü? Burada sorun dişinizda çürük olmasıdır ağrı bir semptomdur. Ağrı size aslında dişinizde ki çürükle ilgili güçlü bir mesaj verir ve sizi tedavi olmaya sevk eder. Eğer ağrı olmasaydı dişinizde ki çürük gibi bir çok hastalığı da farkedemez ve dolayısıyla tedavi olamazdık.
Benzer bir şekilde öfke duygusuda bir semptom olarak görüldüğünde onun bir mesaj verdiği açıktır. Örneğin öfke bize şöyle demektedir: “hakkın çiğneniyor, ihmal ediliyorsun, yoksun bırakılıyorsun” gibi..
Öfkenin Etkili Kontrolü
Genel olarak bizi öfkelendiren durumlara karşı üç tip davranış biçimi geliştiririz: İçe atma, kontolsüz patlama ve konrollü biçimde öfkenin ifadesi… bir balon örneğiyle ifade edecek olursak ya balonu sürekli şişirmeye çalışacağız(içe atma) ya kontrolsüz biçimde balonu elimizden bırakacağız(öfke patlaması) ya da balonun havasını kontollü biçimde alacağız(sağlıklı öfke ifadesi). Bunlardan ilk ikisi fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden zararlık sonuçlara verirken üçüncü tarz ifade sağlıklı kabül edilmektedir.
Öfkenin sağlıklı biçimde ifadesi için öncelikle öfkenin verdiği mesajı doğru okumalıyız. Örneğin bir kuyrukta önününüze birisi giriyor. Öfke size şöyle diyor: “hakkın çiğneniyor, hakkını koru”… şimdi bu mesajı doğru okuyup etkili bir davranış biçimi sergileyebiliceğim gibi bu duygunun hızlı fizyolojik-duygusal etkileri sebebiyle kontrolsüz bir tarz da geliştirebilirim.
İkinci olarak öfkenin verdiği bilişsel, duygusal ve fizyolojik etkilerin farkına varıp kontrol edebilme önemli görünmektedir. Burada Bilişsel Davranışçı Terapi ve Gerçekçi Terapi yaklaşımlarının metotları denenebilir. Örneğin hangi düşünme tarzları benim daha çok öfkenlenmeme neden oluyor. Benzer olayları farklı insanlar farklı değerlendirip farklı tepkiler verebiliyorken aynı durumda ben hangi düşünme tarzlarını kullanıyorum. Aynı farklı bir şekilde değerlendirsem nasıl bir tepki verirdim gibi sorularla kullandığımız bilişsel tarzın farkına varabiliriz. Düşünün çoğu öfke patlamasından birkaç saat sonra kendi kendinize daha makul tepkiler verebiliceğizini söylemiş pişmanlık yaşamışsınızdır. Aslında bu birkaç saat içinde değişen şey değerlendirme biçiminizdir.
Diğer taraftan öfke duygusunun bende oluşturduğu fizyolojik yansımaların farkına varmam ve bu sayede fizyolojimi kontrol edebilmem öfke davranışımın etkili kontolünü imkan verir. Örneğin öfke davranışını ayakta iken mi yoksa otururken mi daha sakin ifade ederim. Aktif olduğunuz pozisyonlar(ayakta iken) sizin etkili öfke kontrolünüzü güçleştirecektir. Bu durumda daha pasif bir pozisyona geçerek daha kontrollü olabilirsiniz. Yine nefes ve gevşeme egzersizleriyle fizyolojinizi düzenlemek öfkenizi daha kontrollü ifadenize olanak veren tekniklerdir.