Stres popüler bir konudur. Politikadan eğitime, ekonomiden sosyal olaylara, medyadan sanata kadar birçok durum stresle ilişkilendirilir. Öğrenciler genellikle eğitim durumlarına ilişkin stres düzeylerinden bahseder. Medya intihar girişiminde bulunan bir ünlünün toplum baskısından bunaldığını ya da iş yaşamında ki stresi dile getirir. Ebeveynlerin doğum öncesi ve sonrası süreçte çocuk yetiştirmeye ilişkin birtakım kaygıları vardır. Stres; savaş tehlikesi, doğal afetler, travmatik olaylar gibi dışsal kaynaklı olabileceği gibi bireyin içsel çatışmalarından ya da fizyolojik durumundan kaynaklı içsel bir nedene de dayalı olabilir. Dolayısıyla insanlık tarihinin ilk dönemlerinden bugüne sayısız stres durumlarından bahsedilebilir.
Genel olarak stres, insanların fiziksel ya da psikolojik sağlıklarına karşı tehdit olarak algıladıkları olaylarla karşılaştıkları zaman yaşadıkları bir durumdur. Stres olayları karşısında verilen tepkiler kişiden kişiye değişebilir. Bir kişiye dayanılmaz gibi görünen bir durum, diğeri için heyecan verici olabilir. Bununla birlikte stres nedeni kronik ve denetlenemez hale geldiğinde bireylerin uyum yeteneklerini bozarak sağlık üzerinde dolaylı ve doğrudan etkiler yapar. Sevilen birinin kaybı, işini kaybetme ve ağır bir hastalık gibi denetlenemez durumların etkilerinin sıcak- soğuk değişimleri, açlık-susuzluk durumları gibi daha kontrol edilebilir durumlara kıyasla daha farklı etki yapması beklenen bir durumdur. Yine stres kaynaklı bir olayın gerçekleşmesinin tahmin edilebilirliği, bireyin olayı denetleyemediği durumlarda bile stres düzeyini azaltır. Örneğin bir işyerinde çalışan ve işvereni çoğunlukla iş gezisine çıkan bir kişinin yaşadığı stres ile patronu sürekli aynı işyerinde olan ve günün herhangi bir zamanında eleştiriye maruz kalan bir çalışanın yaşadığı stres aynı olmayacaktır.
Yine bir muayenehanede kendisine iğne yapılacak bir kimse öncesinde kendisini hazırlar. Bir meteorolojik uyarı ile gelen bir kasırgadan dolayı insanlar bir takım önlemler alabilir. Buna karşılık ani gelişen bir depremde bireyler adaptasyonda zorluk çeker. Ağır kanser hastalarının tedavi süreci beklentileri de tahmin edilemeyen sonuçlardan ötürü sorunludur.
Yapılan araştırmalar stres kaynaklı durumda bireylerin heyecan, kaygı, öfke, hayal kırıklığı, depresyon ve post-travmatik stres bozukluğu gibi psikolojik durumları deneyimlemenin yanı sıra koroner kalp rahatsızlıkları, yeme ve uyku bozuklukları ve zayıf bir bağışıklık sistemi gibi fizyolojik durumları deneyimleyebildiğini göstermiştir.
Bireyler stresle başetmede duygu odaklı ve problem odaklı stratejiler kullanarak stres düzeylerini kontrol edebilirler. Duygu odaklı stratejiler bireyin stres yaşadığı durumu ilişkin duygu durumunu düzenlemeye dönük iken problem odaklı stratejiler sorunun doğrudan çözümüne ilişkin adımları içerir.
Stresle başetmede bireyler, gevşeme ve nefes egzersizleri gibi davranışçı terapi tekniklerinden ya da olay ve durumları yeniden bir bakış açısıyla değerlendirme esaslı Bilişsel davranışçı terapi ve Akılcı-duygusal- davranışçı terapi yaklaşımlarından, EMDR, EFT ve hipnoterapiden yararlanabilirler.